
Hoş geldin, ben Ozan.
Hayatımda yapmaktan en hoşnut olduğum şeylerden içinde kendimi rahat hissettiğim bir kafenin masasında oturup kahve içmektir. Kendi kendime bir yandan kahvemi içip bir yandan da çevreyi izlerken kavramlar ve olaylar üzerine düşünmek; onları aklımın, mantığımın ve yüreğimin süzgecinden geçirip “düşünce” haline getirmek beni ben yapan önemli şeylerden biri.
Ve şimdi yalnız başına kahvesini içen ve içinden kendi kendine konuşan bu adamın masasına oturdun. Şanslısın ki anlatmayı seviyorum ve şanslıyım ki beni dinleyecek birisi var. Umarım anlattıklarım sende bir anlam ifade ediyordur. Ve umarım birbirimize bir şeyler katabiliriz.
Her şey yukarıda yazan gibi değil mi?
“Bi’ kahve, bi’ kalem.”
Pardon iki.
Sen de varsın 🙂



